Diyarbakır’a bağlı Tavşantepe Mahallesi Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedenine ulaşılan 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma 44’üncü gününde sürüyor. Katil ya da katillerin kim olduğu henüz ortaya çıkmadı.
Soruşturma sürerken, Eski Emniyet Müdürü Osman Öztürk Narin cinayetine ilişkin analiz yaptı. Cumhuriyet Gazetesi’nden Rengin Temoçin’e açıklamalarda bulunan Öztürk, “Nasıl oldu da 80 haneli bir köy organize bir suskunluk içine girdi? Bu olay bir köyde, feodal bir yapıda, inançsal, kültürel, aşiretsel, cemaatsel ve töresel bir toplulukta bir cinayet olayında büyük bir organizasyonun olduğu büyük bir olay olarak soruşturma tarihindeki yerini almıştır ve alacaktır. Jandarma yetkililerinin olayı aydınlatmak için sarfettikleri tüm iyi niyetli çalışmalara karşın köy halkı ve akraba çevresi sürekli yanlış bilgi ve yönlendirmelerle çocuğun bulunmasını ve olayın aydınlatılmasını engellemişlerdir” dedi.
‘DİKKAT VE ÖZEN GEREKİR’
“Analiz etmemiz gereken, arama ve kolluk çalışmalarının adli sürecin soruşturma usul ve tekniklerine, hukuk ölçütlerine uygun yapılıp yapılmadığıdır” diyen Öztürk, “Kaybolma olayı araştırması ve arama çalışmaları medya önünde ve çok kalabalık köylü ve görevli gruplarıyla yapıldı. Bu yanlıştı. Çünkü çok sayıda insanın oluşu, köye gelişi, kalışı, arazide oluşu tüm delilleri yok edebilir ya da onların bıraktığı iz ve emareler delil araştırmasını ve tüm gerçeği değiştirebilirdi. Bir köy düşünün orada duruyor ama evler, araçlar, dereler, dikkatle incelenemiyor. Köy halkı ve özellikle olayın şüphelileri baştan sona kadar soruşturmanın içinde, her anında kollukla hareket ediyor, bu gizliliği ve olay kapsamını tehlikeye düşürebilirdi, düşürdüğü anlaşılıyor” ifadelerini kullandı.
Olay yeri incelemesi ve delil toplama sürecinin dikkat ve özen gerektirdiğine dikkat çeken Öztürk sözlerini şu şekilde noktaladı:
‘GERÇEKLER ORTAYA ÇIKACAK’
“Narin’in ve akrabalarının evlerinde delil tespitleri tüm olasılıklar ve emareler düşünülerek eksiksiz yapılmalıydı. Şüphelilerin evleri, araçları muhafaza altına alınmalıydı. İlk günden olayın bir cinayete dönüşebileceği ihtimali düşünülmeliydi. Bu yüzden Narin’in evinde ve akrabalarının evinde detaylı incelemeler yapılmalı, bulgular laboratuvara gönderilmeliydi. Ailenin daha ilk günlerde evdeki eşyaları, kilimleri, örtüleri, çocuğun iz ve delillerinin olabileceği tüm eşyaları günlerce yıkadıkları ve delilleri yok ettikleri sonradan anlaşıldı. En kısa zamanda iddianame hazırlanıp tüm deliller ve iddialar hukuk önünde karşılık bulduğunda tüm gerçekler de ortaya çıkacaktır.”