İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin Hollanda İnsan Hakları Programı desteği ile yürütülen Nar- Kadın ve LGBTİ+ Odaklı Şiddete Karşı İletişim Projesi kapsamında şiddet haritası çalışması tamamlandı. Türkiye'de ilk kez yürütülen çalışmayla İzmir, Manisa, Muğla’da şiddet yoğun mahallelerinin tespit edildi. Mülkiye Bilimsel Araştırma ve Geliştirme Kooperatifi üyesi, proje araştırma koordinatörü Yasemin Yücesoy, yaptığı araştırmanın verilerini paylaştı.
Gappi, “Şiddetin yoğun olduğu mahallelerde farkındalık buluşmaları yapılacak”
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, bir gece önce İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir’in Yıldızları Dernek Uygulama Ödülü’nü Nar Projesi ile kazandıklarını hatırlatarak, erkek şiddetine karşı çalışmaları hız kesmeden sürdüreceklerini söyledi. Gappi, Nar projesi ile medyada şiddet dilini dönüştürmek ve şiddete karşı farkındalık yaratmak için yola çıktıklarını anlatarak, “Türkiye’de ilk kez İzmir, Manisa ve Muğla odaklı şiddet haritası çalışması yapılıyor. Şiddet yoğun mahallelerde son 3 yılın verilerine dayanılarak hazırlanan çalışmanın mahalle buluşmaları için yön gösterici olacak. Ortaya çıkan sonuçlara göre 3 il merkezinde şiddetin yaygın olarak görülüyor. Şiddet yoğun mahallelerde farkındalık buluşmaları yapılacak” dedi.
Alankuş, “Erkek bir yöneticiden ilk defa böyle bir ifade duydum”
Proje eğitim koordinatörü Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevda Alankuş ise, “8 eğitmen ile 45’ten fazla gazeteciye, sivil toplum temsilcileri ve iletişim fakültesi öğrencilerine toplumsal cinsiyet eşitliği iletişim projesi eğitimlerini verilmişti. Kampanya, haber ve belgesel çalışmalarının devam ediyor. Yayın kurulu vasıtasıyla [email protected] adresine başvuruların yapılıyor” diye konuştu.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yaptığı bir konuşmaya değinen Alankuş, “Ben ilk defa erkek bir siyasetçiden yöneticiden failin adını koyan bir konuşma duydum. Bundan sonra böyle denilmeli. Türkiye’de günde 1 kadın ölüyor. Biz sadece cinayetlerden söz ediyoruz” sözlerine yer verdi.
Kökkılınç, “Ben erkek cinayeti değil, ruh hastası erkek cinayeti demek istiyorum”
İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu Başkanı Nilay Kökkılınç, ise sadece danışmanın yeterli olmadığı yargıda hak aranması gereken durumlar olduğunu vurgulayarak, “Bu noktada da ücretsiz ve erişilebilir adalet için ‘İnsan Haklarının Başkenti İzmir’ adında çok önemli bir projemiz var. Çok fazla kadın bu iş birliklerinden yararlanıyor. Bir devletin yönetim organlarında yasama yürütme ve yargı kadar STK ile medya da kabul görülüyor. Şiddetle karşı mücadelede sonuç alabilmemiz için toplumun dönüşmesi gerekiyor. Ne yazık ki ataerkil bir yapımız var. Toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimleri vermemiz gerekiyor. 30 bin kadar çalışanımız var, bu eğitimler veriliyor. Bu konuda hep birlikte çalışmak durumundayız. İzmir Büyükşehir Belediyesi başkanımız erkek, burada olan İzmir Barosu Başkanımız erkek. Ben erkek cinayeti yerine ruh hastası erkek cinayeti demek istiyorum. Bizimle beraber mücadele eden erkekler de var” açıklamasını yaptı.
Yücel, “Erkekleri rehabilite edebilecek çalışmaları hayata gelmeli”
Siyasi iktidarın kadına karşı şiddet konusunda çaba göstermeye niyeti olmadığını belirten İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, “Merkezden umudu kestiğimiz yerde yerelde bir şeyler yapmak lazım. Sadece şikayet etmek yerine sorumluluk alan, değiştirmek üzere çabalayan olmak istiyoruz. İGC’nin bu projesi bu anlamda çok kıymetli… Hükümet bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden çıktı. Biz İzmir Barosu olarak tüm hukuki çalışmalarımızda İstanbul Sözleşmesi’nin hayata geçirmek için çaba sarf ediyoruz. Çünkü mücadele etmek gibi bir alışkanlığımız var. Çünkü kadınların, LGBTİ+ bireylerinin kaderinin tek adamın eline bırakılmaması gerektiğini biliyoruz. Şiddet gerçek, şiddet eril, şiddet erkek kaynaklı… Bunu çözmenin yolu; şiddete karşı mücadele mekanizmalarını canlı tutmak ve şiddetin kaynağı olan erkekleri deyim yerindeyse rehabilite edebilecek çalışmaları hayata geçirmek. Şiddete uğrayan kadınlar LGBTİ+ bireyler yalnız değil” açıklamalarında bulundu.
Serter, “Kötü bir eril düzenle karşı karşıyayız”
Kadınların pek çok sorunu olduğunu ancak en önemlisinin şiddet olduğunu altını çizen İzmir Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı Huriye Serter, “Şiddeti çözmeden diğer sorunlarını çözmemiz imkansız… Hak temelli çalışan 50 derneğimiz ile birlikte önceliğimiz bu şiddeti çözmek… Hak arama bilinci çok önemli. Dünyada 3 kadından biri cinsel ya da fiziksel tacize uğruyor ama sadece yüzde 40’ı anlatabiliyor. Kötü bir eril düzenle karşı karşıyayız. Bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden çıktığımız bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bunun suçu vebali aslında bu zihniyetin de üzerine… Evet failde suç var ama yasaları uygulamayan, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan bu zihniyeti de eleştiriyoruz. Medyaya baktığımızda bu işleri kullanış şeklinden hoşnut değiliz, bunun düzelmesini istiyoruz. Bu yüzden bu işe girdik. Büyük bir farkındalık yaratmamız gerekiyor. Bu proje de buna hizmet ediyor” diye konuştu.
İzmir’de 34 kadın cinayeti işlendi
Mülkiye Bilimsel Araştırma ve Geliştirme Kooperatifi üyesi, proje araştırma koordinatörü Yasemin Yücesoy, TÜİK-KSGM istatistikleri, ŞÖNİM verileri, Belediye kadın danışma merkezleri, jandarma, emniyet verileri, bianet, kadın cinayetleri platformu verileri, şiddet haber taraması verileri ve çeşitli sivil toplum kuruluşları verilerine göre hazırlanan İGC NAR Şiddet Haritasının verilerini paylaştı. Yücesoy, çalışmaların bazı mahallelerde yapılan anket çalışmalarıyla ve medyada yer alan haber taramaları ile şekillendiğini söyledi ve ekledi:
“Bu çalışmalar göre, 2019-2021 İGC Nar Şiddet haritası sonuçlarına göre; İzmir’de 34, Muğla’da 16, Manisa’da 9 kadın öldürüldü. İzmir ilinde 2019-2021 yıllarında gerçekleşen kadın cinayetlerinin (34) aynı dönemde Türkiye genelindeki toplam 937 kadın cinayeti içindeki payına bakıldığında, yüzde 3,72’sini oluşturduğu görüldü. Şiddete uğrayan kadınların yüzde 69’unun şehir merkezinde yaşadığı belirlendi. Söz konusu tüm veriler dikkate alındığında, İzmir’de kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin işlendiği Merkez ilçeler çoktan aza sıralandığında ilk 5 sırada en fazla Konak, Buca, Karabağlar, Çiğli, Bornova ilçeleri yer aldı. Çevre ilçeler içinde ise Ödemiş ilçesi ve Aliağa ilçesi en fazla şiddetin rastlandığı ilçedir. Her iki ilçede de Belediyeye ait Kadın Konukevi bulunması da, şiddet vakalarının yoğun olduğunun bir diğer göstergesidir.”
Yücesoy, tüm veriler değerlendirildiğinde, Konak ilçesine bağlı, Kahramanlar, Basmane, Alsancak ve Kadifekale semtleri ile bu ilçelere bağlı İsmet Kaptan, Güney, Levent, Agora, Ballıkuyu, Aziziye, Zeytinlik ve Kadriye mahalleleri şiddetin yoğun yaşandığı semt ve mahalleler olarak gözüktüğünü söyledi.
Kalem kalem şiddet raporu
En çok kadına şiddet vakasının gerçekleştiği bir diğer ilçenin 8 vaka ile Buca olduğunu vurgulayan Yücesoy, “Sırasıyla olayın gerçekleştiği mahalleler Atatürk 2, 29 Ağustos 1, Kozağaç 1, Karanfil 1, Yeşilbağlar 1 mahalleleridir. Tüm veriler değerlendirildiğinde; Buca ilçesine bağlı Atatürk, 29 Ağustos, Kozağaç, Karanfil, Yeşilbağlar mahalleleri şiddetin yoğun yaşandığı semt ve mahalleler olarak gözükmektedir. Karabağlar ilçesinde 6 şiddet vakasına rastlanırken, medyaya yansımış haberlere göre sadece 1 mahalle bazlı bilgiye Osman Aksünger mahallesine rastlanmıştır” ifadesini kullandı.
Yücesoy, Çiğli ilçesi de şiddet vakalarının en çok görüldüğü ilçelerden olduğunu, sadece bir vakaya ilişkin Balatçık mahallesi bilgisi yer aldığını belirterek, “Çiğli Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü tarafından yapılan ‘Sosyal Haritalama Çalışması’’ ile Çiğli’de yaşayan kadınların sosyo-ekonomik durumlarını ve şiddete maruziyetlerini de içeren 10 bin kadınla 26 mahallede gerçekleştirilen çalışmanın açıklanacak sonuçlarından, şiddetin en fazla görüldüğü mahallerin belirlenmesi mümkün olacaktır. Bornova ilçesi de şiddet vakalarının en çok görüldüğü ilçelerden biri olup, Barbaros, Naldöken, Ümit, Rafetpaşa mahalleleri şiddetin yoğun yaşandığı semt ve mahalleler olarak gözükmektedir” dedi.(GerçekHaberci)
Gappi, “Şiddetin yoğun olduğu mahallelerde farkındalık buluşmaları yapılacak”
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, bir gece önce İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir’in Yıldızları Dernek Uygulama Ödülü’nü Nar Projesi ile kazandıklarını hatırlatarak, erkek şiddetine karşı çalışmaları hız kesmeden sürdüreceklerini söyledi. Gappi, Nar projesi ile medyada şiddet dilini dönüştürmek ve şiddete karşı farkındalık yaratmak için yola çıktıklarını anlatarak, “Türkiye’de ilk kez İzmir, Manisa ve Muğla odaklı şiddet haritası çalışması yapılıyor. Şiddet yoğun mahallelerde son 3 yılın verilerine dayanılarak hazırlanan çalışmanın mahalle buluşmaları için yön gösterici olacak. Ortaya çıkan sonuçlara göre 3 il merkezinde şiddetin yaygın olarak görülüyor. Şiddet yoğun mahallelerde farkındalık buluşmaları yapılacak” dedi.
Alankuş, “Erkek bir yöneticiden ilk defa böyle bir ifade duydum”
Proje eğitim koordinatörü Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevda Alankuş ise, “8 eğitmen ile 45’ten fazla gazeteciye, sivil toplum temsilcileri ve iletişim fakültesi öğrencilerine toplumsal cinsiyet eşitliği iletişim projesi eğitimlerini verilmişti. Kampanya, haber ve belgesel çalışmalarının devam ediyor. Yayın kurulu vasıtasıyla [email protected] adresine başvuruların yapılıyor” diye konuştu.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yaptığı bir konuşmaya değinen Alankuş, “Ben ilk defa erkek bir siyasetçiden yöneticiden failin adını koyan bir konuşma duydum. Bundan sonra böyle denilmeli. Türkiye’de günde 1 kadın ölüyor. Biz sadece cinayetlerden söz ediyoruz” sözlerine yer verdi.
Kökkılınç, “Ben erkek cinayeti değil, ruh hastası erkek cinayeti demek istiyorum”
İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu Başkanı Nilay Kökkılınç, ise sadece danışmanın yeterli olmadığı yargıda hak aranması gereken durumlar olduğunu vurgulayarak, “Bu noktada da ücretsiz ve erişilebilir adalet için ‘İnsan Haklarının Başkenti İzmir’ adında çok önemli bir projemiz var. Çok fazla kadın bu iş birliklerinden yararlanıyor. Bir devletin yönetim organlarında yasama yürütme ve yargı kadar STK ile medya da kabul görülüyor. Şiddetle karşı mücadelede sonuç alabilmemiz için toplumun dönüşmesi gerekiyor. Ne yazık ki ataerkil bir yapımız var. Toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimleri vermemiz gerekiyor. 30 bin kadar çalışanımız var, bu eğitimler veriliyor. Bu konuda hep birlikte çalışmak durumundayız. İzmir Büyükşehir Belediyesi başkanımız erkek, burada olan İzmir Barosu Başkanımız erkek. Ben erkek cinayeti yerine ruh hastası erkek cinayeti demek istiyorum. Bizimle beraber mücadele eden erkekler de var” açıklamasını yaptı.
Yücel, “Erkekleri rehabilite edebilecek çalışmaları hayata gelmeli”
Siyasi iktidarın kadına karşı şiddet konusunda çaba göstermeye niyeti olmadığını belirten İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, “Merkezden umudu kestiğimiz yerde yerelde bir şeyler yapmak lazım. Sadece şikayet etmek yerine sorumluluk alan, değiştirmek üzere çabalayan olmak istiyoruz. İGC’nin bu projesi bu anlamda çok kıymetli… Hükümet bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden çıktı. Biz İzmir Barosu olarak tüm hukuki çalışmalarımızda İstanbul Sözleşmesi’nin hayata geçirmek için çaba sarf ediyoruz. Çünkü mücadele etmek gibi bir alışkanlığımız var. Çünkü kadınların, LGBTİ+ bireylerinin kaderinin tek adamın eline bırakılmaması gerektiğini biliyoruz. Şiddet gerçek, şiddet eril, şiddet erkek kaynaklı… Bunu çözmenin yolu; şiddete karşı mücadele mekanizmalarını canlı tutmak ve şiddetin kaynağı olan erkekleri deyim yerindeyse rehabilite edebilecek çalışmaları hayata geçirmek. Şiddete uğrayan kadınlar LGBTİ+ bireyler yalnız değil” açıklamalarında bulundu.
Serter, “Kötü bir eril düzenle karşı karşıyayız”
Kadınların pek çok sorunu olduğunu ancak en önemlisinin şiddet olduğunu altını çizen İzmir Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı Huriye Serter, “Şiddeti çözmeden diğer sorunlarını çözmemiz imkansız… Hak temelli çalışan 50 derneğimiz ile birlikte önceliğimiz bu şiddeti çözmek… Hak arama bilinci çok önemli. Dünyada 3 kadından biri cinsel ya da fiziksel tacize uğruyor ama sadece yüzde 40’ı anlatabiliyor. Kötü bir eril düzenle karşı karşıyayız. Bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden çıktığımız bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bunun suçu vebali aslında bu zihniyetin de üzerine… Evet failde suç var ama yasaları uygulamayan, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan bu zihniyeti de eleştiriyoruz. Medyaya baktığımızda bu işleri kullanış şeklinden hoşnut değiliz, bunun düzelmesini istiyoruz. Bu yüzden bu işe girdik. Büyük bir farkındalık yaratmamız gerekiyor. Bu proje de buna hizmet ediyor” diye konuştu.
İzmir’de 34 kadın cinayeti işlendi
Mülkiye Bilimsel Araştırma ve Geliştirme Kooperatifi üyesi, proje araştırma koordinatörü Yasemin Yücesoy, TÜİK-KSGM istatistikleri, ŞÖNİM verileri, Belediye kadın danışma merkezleri, jandarma, emniyet verileri, bianet, kadın cinayetleri platformu verileri, şiddet haber taraması verileri ve çeşitli sivil toplum kuruluşları verilerine göre hazırlanan İGC NAR Şiddet Haritasının verilerini paylaştı. Yücesoy, çalışmaların bazı mahallelerde yapılan anket çalışmalarıyla ve medyada yer alan haber taramaları ile şekillendiğini söyledi ve ekledi:
“Bu çalışmalar göre, 2019-2021 İGC Nar Şiddet haritası sonuçlarına göre; İzmir’de 34, Muğla’da 16, Manisa’da 9 kadın öldürüldü. İzmir ilinde 2019-2021 yıllarında gerçekleşen kadın cinayetlerinin (34) aynı dönemde Türkiye genelindeki toplam 937 kadın cinayeti içindeki payına bakıldığında, yüzde 3,72’sini oluşturduğu görüldü. Şiddete uğrayan kadınların yüzde 69’unun şehir merkezinde yaşadığı belirlendi. Söz konusu tüm veriler dikkate alındığında, İzmir’de kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin işlendiği Merkez ilçeler çoktan aza sıralandığında ilk 5 sırada en fazla Konak, Buca, Karabağlar, Çiğli, Bornova ilçeleri yer aldı. Çevre ilçeler içinde ise Ödemiş ilçesi ve Aliağa ilçesi en fazla şiddetin rastlandığı ilçedir. Her iki ilçede de Belediyeye ait Kadın Konukevi bulunması da, şiddet vakalarının yoğun olduğunun bir diğer göstergesidir.”
Yücesoy, tüm veriler değerlendirildiğinde, Konak ilçesine bağlı, Kahramanlar, Basmane, Alsancak ve Kadifekale semtleri ile bu ilçelere bağlı İsmet Kaptan, Güney, Levent, Agora, Ballıkuyu, Aziziye, Zeytinlik ve Kadriye mahalleleri şiddetin yoğun yaşandığı semt ve mahalleler olarak gözüktüğünü söyledi.
Kalem kalem şiddet raporu
En çok kadına şiddet vakasının gerçekleştiği bir diğer ilçenin 8 vaka ile Buca olduğunu vurgulayan Yücesoy, “Sırasıyla olayın gerçekleştiği mahalleler Atatürk 2, 29 Ağustos 1, Kozağaç 1, Karanfil 1, Yeşilbağlar 1 mahalleleridir. Tüm veriler değerlendirildiğinde; Buca ilçesine bağlı Atatürk, 29 Ağustos, Kozağaç, Karanfil, Yeşilbağlar mahalleleri şiddetin yoğun yaşandığı semt ve mahalleler olarak gözükmektedir. Karabağlar ilçesinde 6 şiddet vakasına rastlanırken, medyaya yansımış haberlere göre sadece 1 mahalle bazlı bilgiye Osman Aksünger mahallesine rastlanmıştır” ifadesini kullandı.
Yücesoy, Çiğli ilçesi de şiddet vakalarının en çok görüldüğü ilçelerden olduğunu, sadece bir vakaya ilişkin Balatçık mahallesi bilgisi yer aldığını belirterek, “Çiğli Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü tarafından yapılan ‘Sosyal Haritalama Çalışması’’ ile Çiğli’de yaşayan kadınların sosyo-ekonomik durumlarını ve şiddete maruziyetlerini de içeren 10 bin kadınla 26 mahallede gerçekleştirilen çalışmanın açıklanacak sonuçlarından, şiddetin en fazla görüldüğü mahallerin belirlenmesi mümkün olacaktır. Bornova ilçesi de şiddet vakalarının en çok görüldüğü ilçelerden biri olup, Barbaros, Naldöken, Ümit, Rafetpaşa mahalleleri şiddetin yoğun yaşandığı semt ve mahalleler olarak gözükmektedir” dedi.(GerçekHaberci)